>Yine Melis Birkan….

>

DSC_0008
Şu güzelliğe bakar mısınız? Ama ne kadar şeker , öyle değil mi?
Melis Birkan annesi ile birlikte, geçen cuma atölyede dersteydi… Melis, derste, kelebekli panolardan 3 tane yapmak üzere derse başladı…Tabi ancak bir tanesini bitirebildik… Annesi Selda hanım da seramik bir tepsi boyadı, çok zarif güllerle süsledi…
Meğerse Ankara’lılarmış, anneanneyi ziyarete gelmişler…
Melis Birkan’ı o kadar beğeniyorum ki…..
Hala onunla tanıştığıma,
bize derse geldiğine…
hatta gelecek hafta İstanbul’da onu arayacağıma ve buluşacağımıza!!!!!! hala inanamıyorum…
DSC_0007
Çok tatlı çok… Bir öğrencim derse gelip de aniden Melis Birkan’ı derste görünce “Ah canım….İnsanın durup durup öpesi geliyor sizi” dedi. Gerçekten böyle hissediyorsunuz….Sadece güzelliği değil ki… Kendi hal ve tavırlarında da öyle bir kibarlık ve duruluk var ki, inanın onunla konuşurken içinize huzur doluyor…Annesi, Selda hanım da aynı şekilde…Nasıl sakin ve kibar bir hanım…..
Ankara’lılarmış ama hani bizim güzel bir yakıştırmamız vardır ya….
Kendisi tam bir İstanbul hanımefendisi …..

Sevgili dostlarım,
Hayatı biz ne kadar planlamaya çalışsak da, aslında nasıl da, kendi istediği gibi geçiyor değil mi?

Örneğin son 1.5 ayda planladıklarım ve olanlara bir bakın!!!

Bir sürü işim var, daha sıkı çalışmamız lazım derken…4 Ocak’ta önce ben hastalandım, 2 hafta süründüm…

Belki biliyorsunuzdur…Benim eşim Afganistan’da çalışıyor, o yüzden çok az görüşebiliyoruz…”Bari” dedik, “sömestr tatilinde gel, tatile gidelim.” Herşeyi ayarladık, atölyede dersleri 15 gün tatil ettik. Ama maalesef, işler planladığımız gibi olmadı!! Şirket orada yeni projeye başladığı için Hakan şantiyeyi bırakıp gelemedi, bizim tatil yattı, atölye de kapalı kaldı…
” Neyse, bari kitaba bol bol çalışırız, bak iyi oldu, hazır dersler yokken” dedik…Bu sefer de, Can hastalanmaz mı? Çok kötü hasta oldu…Annem desen keza öyle, hafif atlattı ama yine de evde 2 çocuk gibilerdi…Bizim çalışmalar yine yattı!!!
Şimdi de eşim Hakan geldi, mümkün olduğunca onunla olmaya çalışıyoruz…..
Ahhhhh, aklım atölyede, web sayfasında, kitapta ama işler planladığım gibi gitmiyor ki….

DSC_0048
Gördüğünüz mü işte?..Benim işler fala kaldı artık..
Ha ha ha!!!….
Cumartesi grubumda güzeller güzeli Semra var…Dediler ki “Semra kahve falına çok güzel bakıyor.” Hiç dayanabilir miyim? Hemen kahveler içildi….Bir bilseniz nasıl güzel haberler verdi…Yalnız gerçekten çok güzel bakıyor..Hemen hemen her dediğine yorum yapacağım birşey vardı…İnşallah, hepsi çıkar Semracığım….

Buzdolabımızı beğendiniz mi?

DSC_0780

Konumuz atölyenin buzdolabı değil tabi ki!!!

Bu arada, laf aramızda… herkes buzdolabımızı çok beğeniyor…Arçelik’in nostalji serisi…Galiba şimdi çıkarmıyor ama yani, gerçekten pek bir güzel…Laf aramızda, kırmızısı da bizim eski atölyeden kalma, benim evde, aşağı katta annemle beraber…Güzel bir yerde tekrar kullanılmayı bekliyor!!!

Gelelim buzdolabımızın resmini çekme sebebime…
Size göstermek istediğim, cumartesi grubundan, öğrencim Özge’nin buzdolabı mıknatısı yapma isteği!!!!
Özge “buzdolabı mıknatısı isterim”diye tutturdu!! Ne yapalım..Ben de düşündüm, taşındım, “hadi deneyelim, nasıl olsa güzel birşey çıkar” dedim.
Özge’nin istediği resimleri hamurladık…Hamurlar kururken uçları kıvrılıyorlar ya…E ne yapalım, ne yapalım derken Özge’nin aklına, arkalarına kalın mantar yapıştırmak geldi…Atölyede de rulo mantar var, mantar pano yaparken kullanırız diye bir sürü almışız….Hemen hazırladığımız hamurları mantara yapıştırdık, kenarlarını güzelce makasla kestik. Arkasına da şerit mıknatıs yapıştırdık…Bol sprey vernik sıktık….

Sonra da atölyede buzdolabımıza yapıştırdık…
Nasıl güzel oldular değil mi?
DSC_0781

Ah bu bizim resimler yok mu? Başımız dertte resimlerimizle….
Herkes resim istiyor…
Zaten kurslar dolayısıyla çok yoğun bir atölye…
Bazen, kurs bitiminde pilimiz de tamamen bitmiş oluyor…
Yine de bizler, gönüllü olarak kalıp gelen resim taleplerini karşılamaya çalışıyoruz…
Bizim kendi öğrencilerimiz bile resim çektirmeye doyamıyorlar….
DSC_0062
Cumartesi grubunun resim çektirme sırasına bakar mısınız lütfen? Ben çekici, onlar kuyrukta bekleyen öğrenciler…..Yakında fotokopi makinesinin yanında yaşamımızı devam ettireceğiz!!!!


KanalB’deki programda biraz değişiklik yapmaya karar verdim..
Sağolsun onlarda kabul ettiler…

Artık program 1 saat…

Programda mutlaka öğrencilerimden oluşan küçük bir topluluk olacak…Her birisi farklı birşeyler boyayacak, böylece sizlere küçük ipuçları vermeye çalışacağım.

El deseni hocamız Demet Öznur, nefis bir masa boyuyor, üzerine el boyaması güller yapıyor!!!Adım adım desen nasıl çalışılır, size aktarmaya çalışacağız…

Ben de mümkün olduğunca, bulabildiğim ölçüde eski eşyaları ya da evdeki bir objeyi nasıl değerlendiririz çalışmaları yapmaya devam edeceğim…
DSC_0997
Televizyonda görmek istediklerinizi lütfen bana yazın!!

Hu hu???!!!……Sevgili yeni ortağım Ahu???!!!!
DSC_0054
Sizi pek bir hamarat gördüm, Allah nazarlardan saklasın…Pek bir çalışkansınız bakıyorum…
Bu ara çok seyahat etti sevgili Ahucuğum…Ama Ankara’ya döner dönmez yine atölyedeydi…
Kolay gelsin Ahu hanımcığım….
Aman hatırlatayım…Semra falıma baktı ya…Çok yurdışı seyahat gözüküyormuş bana, hatta birisi!!!biriktirdiği milleri ile mi ne, beni götürüyormuş!!! Vallahi aklım almıyor, hep konuştuğumuz şeyler nasıl kahve fincanında gözüküyor?

Semra bir de dedi ki…” Yabancı bir kadın var Ece ablacığım…sivri burunlu,hafif burnu havada…Siz bununla çok işler yapıyorsunuz, hafif topluca gibi ama çok değil…Burnu havada ya…İsteklerini kabul ettirmeye çalışıyor ama yine de çok güzel işler yapacaksınız beraber. Önce bu kadınla tanışıyorsunuz ama asıl size orada bir adam çok yardımcı oluyor, her türlü konuşmanızı sonradan onunla yapıyorsunuz”

Sevgili İtalya’daki Pınar’ım, şimdi sana soruyorum….İtalya’da bizim için görüştüğün, Calambour’daki Silvia’nın burnu sivri ve hafif balık etli mi? Bu adam da, benim daha evvel konuştuğum Mr. Agassouvi olmasın sakın? …Doğru çıkarsa ne gülerim ama!!!


DSC_0967
İşte böyle arkadaşlar…Resimde gördüğünüz gibi atölyenin tam orta yerine, kitap ve web sayfası çalışmalarımızı, öğrenciler dersteyken bile yapabilelim diye Mehtap’la birlikte masa bile kurduk…

Herşey sizin için vallahi….

Çok öpüyorum…


>Melis Birkan

>DSC_0984

Bugün Melis Birkan kapıdan girince şaşkınlıktan ve sevinçten az daha kalbim yerinden çıkacaktı…Nasıl heyecanlanmam?
Pek türk filmleri ve artistleri ile ilgisi olan biri değilim, kimsenin ne ismini bilirim, ne tipini…Ama Melis Birkan’ı duruşu, o sıcacık gülümsemesi ve tabi ki mükemmel oyunculuğu yüzünden çok beğeniyorum…Çok mutluyum arkadaşlar…Ta İstanbul’lardan atölyemize Melis Birkan methimi duyupta geldi ya, havalarda uçuyorum…
DSC_0989

Hiç merak etmeyin….Tüm çalışmalarım son hızla devam ediyor, Mehtap kitap için devamlı boyuyor…Ben de devamlı onun fotoğrafını çekiyorum!!!!
DSC_0952

Web sayfası dizaynı son şeklini almak üzere…
Tam ekran yakalama 15.02.2011 221303-2

Ahhhhh, en zor kısım….Ürünler…..Ürünleri ilk elden size ulaştırabilmek için Ahu ile birlikte (aslında etrafımdaki herkesin yardımlarıyla, atölye arkadaşlarım, blog arkadaşlarım, onların arkadaşları!!!)çok çabalıyoruz…
Sevgili dostlarım,
Geçen yazıma istinaden bana yorum gönderen herkese çok çok teşekkürler…tüm önerilerinizi mutlaka dikkate alacağım…Aklıma gelmeyen öyle güzel önerilerde bulunmuşsunuz ki…
Haklınız, bu ara çok blog sayfama çok fazla zaman ayıramıyorum, o kadar çok yapılacak iş var ki…
Ama unutmayın aklım hep sizlerle…
Kendinize iyi bakın…
DSC_0994DSC_0981DSC_0956DSC_0939DSC_0907DSC_0902DSC_0899DSC_0899-1

>Önerilerinize ihtiyacım var!!!

>

DSC_0759

Hastalıklardan kurtulamıyoruz ki, sizlerle şöyle rahat rahat her 2 blogumda da görüşebileyim…Ben hala öksürüyorum, sinüsler dolu…Ama işin kötüsü 3 gündür Can çok hasta…Dün gece öksürükten ikimizde uyuyamadık…Bir ara çaresizlikten oturup ağladım, önümde o kadar acı çekiyor ki, öksürdükçe “anneciğim, karnım” diyor, ben de birşey yapamamanın hırsından, hem de uykusuzluktan oturdum ağladım. Keza annem de öyle…Hastalandı, hastalanacak…Biliyorsunuz, bizim evin en alt katı annemin…Can da çatı katında oturmayı seviyor…3 gündür bir annem çağırıyor, 4 kat iniyorum, onun isteklerini yerine getiriyorum…Tam annemin evinde az dinlenirken Can sesleniyor, ayağımda tahta sabolarım “takır tukur, takır tukur” koşarak yukarı çıkıyorum, mutfakta Can’ın isteklerini hazırlıyorum…Elimde tepsi, çatıya varmadan ara katta mola veriyorum, banyoya girip, ben kendim bir burun temizliği yapıyorum, sonra “takır tukur” ver elini çatı katı…Kediler çok şaşkın, her aşağı inip, yukarı çıktığımda ayağımın altındalar..Birgün, ben bu sabolarla inip çıkarken merdivenden hepimiz birden yuvarlanıvereceğiz, ama bakalım!!!!

Neyse ki şimdi, pazar öğleden sonra herkes biraz durulmuş vaziyette…Annem evinde televizyon seyrediyor, Can biraz evvel, yorgun bir şekilde göğsüne, ayaklarına vicksleri süründükten sonra uyuyakaldı, ben de az da olsa sizlerle olayım istedim.

Önce dayanamam, sizlere çok özel objeler göstermem lazım, yeni keşiflerim…..

Yabancılarda bir “scrapping” çılgınlığı var ya!!!…
Benim bile 2 tane kocaman scrapbook’um var.İngiltere’de okuduğum yıllarda yapmışım, tüm sinema biletlerim, kartlar, resimler, doktorun elime bağladığı sargı bezi bile yapıştırılmış!!!!Ağızları kapanamayacasına doldurduğum 2 tane anı yüklü scrapbook…..
Yani, ben de “scrapping”e bayılıyorum…İstanbul Şermin sağolsun….Zaten kendisi normal dururken bile beni gülmekten yerlere yatırıyor….Bir de komik bir laf patlattı mı, kopuyorum….Son İstanbul ziyaretimde, Şermin Amerika’dan yeni gelmişti, bavullarını birlikte açtık…Tabi kocaman scrapping kağıtlarını görünce kendimden geçtim…Şermin şaşkın beni izliyor, “kim bu yamyam acaba?” diye beni seyrediyor, bu arada esprileri ardı ardına patlatıyor….İşte o kağıtlarla yavaştan çalışmaya başladım…..

Ehhh, öğrenciler de bu yeni uygulamamı çok sevdiler…Ama şimdi bu tekniğe, bir isim bulmak lazım…Scapping yapıyoruz ama tepsiye, kutuya benim gibi yapan yurtdışında pek yok…Biliyorsunuz, resim yapıştırma işine de “decopaj” deniyor…

Fistolar, düğmeler, fotoğraflar da yapıştırıyoruz yavaştan…Haaa, bu arada buna benzer bir patchwork tekniği de var ya, her bir malzemeyi kullanarak yaptıkları….İsmini çok seviyorum, hani “crazy patchwork” diyorlar, ben de galiba öyle bir isim bulacağım…

“Crazy Scap Dekopaj” diyelim mi, ne dersiniz? Biraz uzun oldu galiba..Ehhh, kitap yazıyorum ya…Şimdi, her tekniğe bir isim bulmam lazım….Fikirlerinizi ve önerilerinizi bekliyorum.

Şimdi söyleyin bakalım, bu kağıtlara dayanılabilir mi?
DSC_0756

Özlem büyük bir itinayla kasesinin kenarına fistoyu yapıştırıyor!!!
DSC_0763

Çok güzel olmuş ama değil mi?İçinde yok yok!!! Mum eskitme….stencil çalışması…., dekopaj tekniği…fistolar…., aplike kelebekler…..
DSC_0767

Güle güle kullan Özlemciğim…..
DSC_0768

Tabi ki öbür tekniklere de devam….
DSC_0697
DSC_0812
DSC_0800
DSC_0747
DSC_0748
DSC_0813
DSC_0808
DSC_0803
DSC_0776

KİTAP….
Mehtap’la ikimiz her boş vakitte( biraz zor oluyor ama!!) kitap için uğraşmaya devam ediyoruz…İnanın, hiç boya yapmayan birisi bile bu kitaptan yararlanabilsin diye en ince detayına kadar anlatıp, malzemeleri tanıtıp fotoğraflıyoruz.

Şubat sonuna kadar fotoğraflama ve teknik belirleme kısmını bitirmiş olmamız lazım. Mart ayında da ben, kitabı basacak yer ararken Mehtap’ta tüm hazırlıklarımızı yazıya döker diye planlıyorum…Nisan veya Mayıs gibi en nihayet, hep beraber kitabıma kavuşuruz.

Kitap ismi arıyorum….Aaaaaa, bi dakka…en iyisi ben bu işi bir sonraki blog yazımda yayınlayayım çünkü aniden kitap ismi yarışması açmaya karar verdim…Siz en iyisi mi şimdiden düşünmeye başlayın…

FLASH HABER FLASH HABER FLASH HABER!!!!!
Bana gelen mailler, facebook’tan gelen mesajlar,hemen hemen hepsi neredeyse malzeme sorunu ile ilgiliydi…Biz Ankara ve İstanbul’lular hobi konusunda çok şanslıyız…Daha yeni, Adana’dan bir hanım aradı ve Adana’da hamurla kabartmayı bilmedikleri için hamur bulamadığından, nasıl temin edeceğinden yakındı…İnanın her hafta böyle telefonlar ve mesajlar geliyordu…Atölye Beyaz olarak elimizden geleni yapıp, yetişebildiğimiz kadarını yapıyorduk ama bu kadar yoğun atölye dersleri ile nereye kadar isteklerinizi karşılayabiliriz?
Ahhh, paranın gözü kör olsun…Milyarlarım olacak ki, şimdi hemen sizin için neler yapacağım ama ne yapalım, yavaş yavaş isteklerinizi yerine getirmeye çalışıyorum ben de…

Flash Haber diye yazdım!!!…Ehh benim de vereceğim haber pek küçümsenecek gibi değil….

eceaymer.com GELİYOR….
Blogumu takip edenler önce öğrencim sonra arkadaşım olan sevgili Ahu’yu tanırlar…Biz iki kafadar başımızdan büyük işlere kalkıştık!!! Sağolsun Ahu bu işi çok tasarladı hem benim haklarımı hem sizi düşünerek reddedemeyeceğim fikirler sundu. Canım arkadaşıma, bu güzel fırsatı, her ikimiz için de yarattığı için çok minnetarım… Aylar önce,benim tüm tekniklerimde kullandığım herşeyin satılacağı bir web sitesi kurmaya karar verdik…Ben tabi herşeyde olduğu gibi kılı kırk yardığım için daha web sayfasının ana görüntüsünü ancak çıkarabildik ama bayağı ilerleme kaydettik…Bundan sonra Trabzon’dan beni arayıp, “hamur nasıl bulabilirim,Ece hanım… niye sizin resimleriniz hep güzel?”, Mersin’den arayıp “ama burada hiç güzel MDF obje yokki” demenize gerek kalmayacak….Pek yakında…..

ÖNERİLERİNİZE ACİLEN İHTİYACIM VAR
Bu web sayfası içeriğinde, satışta neler görmek istiyorsanız lütfen bana yazın,..
Biliyorum bazılarımız, bloga mesaj bırakamayabiliyoruz, yorum yazamayanlar için mail adresim ece_aymer@hotmail.com…
Sizin yönlendirmeleriniz ile çok yararlı bir web sayfası olacağına inanıyorum…

DSC_0773

Benden bu günlük bu kadar…Bol güneşli, neşeli, üretken bir hafta diliyorum.